nisa 34 yaşar nuri öztürk
YaşarNuri Öztürk, bunun farkındadır ve mealinde 33. ayetin gerçek ifadesinden dışarı çıkarak ayeti şu şekilde verip geçiştirir ; 31. Takva sahipleri için bir kurtuluş ve bir zafer vardır. 32. Sulak bahçeler, bağlar, üzümler, 33. Göğüsleri turunç gibi yaşıtlar, 34. Dopdolu kadehler vardır.
Prof Dr. Yaşar Nuri Öztürk tarafından hazırlanan Kuran mealini okuyabilirsiniz. App Detail » Kuran Yaşar Nuri Tefsiri. Published by: CEM YOLOGLU
YaşarNuri Öztürk, nefsi huyların ve davranışların kötü-lerine verilen ad olarak nitelendirmiştir. Bu tanım yanlıştır. Çünkü nefis, kötü davranışlara ve huylara kaynaklık etmektedir.
YaşarNuri Öztürk Biyografisi. İlahiyat profesörü, hukukçu, yazar, eski milletvekili. Yaşar Nuri Öztürk, 22 Haziran 1945 tarihinde Bayburtlu bir anne ile Trabzonlu bir babanın çocuğu olarak Trabzon'un Sürmene ilçesinde doğmuştur. İlk eğitimini babasından Kur’an okuyarak aldı ve 9 yaşında hafız oldu.
3400 TL . SEPETE EKLE. Kur'an'ın Temel Kavramları (2 Cilt) Yaşar Nuri Öztürk. Ciltli. Yeni Boyut. Yaşar Nuri Öztürk. İnce Kapak. Yeni Boyut. 23,80 TL
nama tumbuhan bentuk struktur akar fungsi modifikasi akar. Nuri Öztürk; Öğle,ikindi ve yatsı namazının farzlarının iki rekat olduğunu,geriye kalan iki rekatın ise müekket sünnet olduğunu iddia öğle namazının farzını bizler 4 rekat olarak Nuri ise 2 rekatı farz,2 rekatı sünnet, bir hata olarak namazların 5 vakit oluşunu müekket sünnete 5 vakit namaz kılmayanın haram işlemediğini,sadece sünneti terk ettiğini iddia etmiş üzere sünnet terki haram 4 rekat olarak bildiğimiz farz namazları,2 rekat olarak kılmanın Kur’an’a ve peygamberin sözlerine uygun olduğunu iddia rekat olarak namazların farzlarını yazan kitaplara da böyle yaparsanız dini tahrif olur,bidat olur,peygamberi dışlamak olur Müslüman bir mabette öğle namazını 10 rekat kıldıramazsınız,böyle bir şey peygamberin hayatında yok, açıklık getirelim; Bilindiği üzere Nebevi sünnet,İslamda Kur’an’dan sonra teşri kanun-kural koymak için,ikinci ,vahyin ikinci kısmını her şey ayet değildir.1 Esasında ulema bu anlayışa şahsi fikri ile ile ilgili pek çok ayet 2 olduğu gibi hadis de sadece birisini buraya alıp diğerlerini dipnotlara sakladık. وَمَا يَنطِقُ عَنِ الْهَوَى ’’Hevadan arzusuna göre söylemiyor.’’ 3 Allah’ın resulu kendi arzusuna göre konuşmuyor yani vahiy ile ile sözleri ictihattan üzere ictihatlarda yanılma payı her zaman vardır.4 Peygamberin din ile ilgili söylemlerini ictihat diye adlandırırsak onun da dini konularda yanılabileceğini iddia etmiş oluruz ki bu büyük bir yanılgı olur.5Konuyla ilgili bir de hadise değinmek isteriz; ألا إني أوتيت القرآن ومثله معه ’’Uyanık olun !Bana Kur’an ve onunla beraber bir benzeri ğayri metluv vahiy yani hadisler verildi.’’6 Hadisin yerini,peygamberin din adına olan söylemlerinin ictihat değil,vahiy olduğunu ifade ettikten sonra namaz konusuna gelelim; İslamın başlangıç yıllarında namaz,sabah ve akşamleyin kılınan ikişer rekattan ibaret iken,yaygın kabul görüşe göre,Mi’rac olayından sonra beş vakit namaz farz süresi 205. ayet de namazın başlangıçtaki durumuyla ilişkili görülmektedir…Günlük farz namazlar;sabah namazı 2 rekat,öğle namazı 4 rekat,ikindi namazı 4 rekat,akşam namazı 3 rekat ve yatsı namazı 4 rekat olmak üzere toplam 17 namazı da farzdır,farz olan kısmı iki rekattır… 7 Enes b. Mâlik’ten gelen rivayete göre ”Hz. Peygamber İsrâ gecesi, namaz elli vakit olarak farz kılındı. Sonra azaltıldı ve beş vakte düşürüldü. Sonra şöyle seslenildi ’Ey Muhammed, şüphesiz bizim nezdimizdeki söz bir değişikliğe uğramaz. Senin için bu beş vakit namaz, elli vakit namazın karşılığıdır.” 8 Miraç ile ilgili olan hadis hadise binaen,İslam’ın ilk yıllarında namazın beş vakit olmadığı zaten bilinen bir şeydir.9Bununla birlikte 5 vakit namaz sadece mirac hadisi ile sabittir, demekte yanılgı vakit namaz,tevatür ile de evine kapanıp duran bir kişi imamlık yapan bir ile kaç rekat kıldığını,kaç vakit kıldığını herkes görüyordu ve kendisi صلوا كما رأيتموني أصلي ’ beni nasıl namaz kılarken görüyorsanız siz de benim gibi kılın diyordu. 10 ve insanlar ondan namaz kılınış şeklini gördü,kıla kıla nesillerden aktarıla aktarıla günümüze bu namaz kılış şekli gelmiş namazların rekatları metluv vahiy ile tayin olmuştur ve bunun üzerine icma’ gerçekleşmiştir. 11 Beş vakit namaz,sünnet ile mi yoksa Kur’an ile mi sabittir ?Ayetler ile konuyu irdeliyoruz; فَسُبْحَانَ اللَّهِ حِينَ تُمْسُونَ وَحِينَ تُصْبِحُونَ ’’Öyle ise akşama girdiğinizde, sabaha kavuştuğunuzda, Allah’ı tespih edin.’’12 Mebsut’ta belirtildiği üzere tespihten kasıt namaz kılmaktır.13 حِينَ تُمْسُونَ ’’Akşama ulaştığınızda’’ ifadesinden maksat ikindi göre ise akşam Şafii’nin belirttiğine göre bundan kasıt akşam ve yatsıdır.14 حِينَ تُصْبِحُونَ ’’sabaha ulaştığınızda’’ ifadesinden maksat sabah namazıdır.15 وَعَشِيًّا ’’Gündüzün sonunda’’ 16 ifadesinden maksat yatsı namazıdır. حِينَ تُظْهِرُونَ ’’Öğle vaktine eriştiğinizde’’ ifadesinden maksat öğle namazıdır.17 Esasında böylece 5 vakte değinmiş olduk. أَقِمِ الصَّلاَةَ لِدُلُوكِ الشَّمْسِ إِلَى غَسَقِ اللَّيْلِ وَقُرْآنَ الْفَجْرِ إِنَّ قُرْآنَ الْفَجْرِ كَانَ مَشْهُودًا ’’Güneşin zevalinden öğle vaktinde Batı’ya kaymasından gecenin karanlığına kadar belli vakitlerde namazı kıl. Bir de sabah namazını kıl. Çünkü sabah namazı şahitlidir.’’18 İbn Abbas ’’ دُلُوكِ الشَّمْسِ Güneşin batıya yönelmesi zeval demektir,bundan da maksat öğle vaktidir.’’ Mesud ’’ غَسَقِ اللَّيْلِ Güneşin batıya yönelmesi,batması anlatılmak istenen şey akşam kararması ile kast edilen yatsı namazıdır. قُرْآنَ الْفَجْرِ Sabah kıraati ise sabah namazıdır.’’ demiştir.19Bu ayet ile de öğle namazına,akşam namazına,yatsı namazına ve son olarak sabah namazına tekrar delil getirmiş olduk. حَافِظُواْ عَلَى الصَّلَوَاتِ والصَّلاَةِ الْوُسْطَى وَقُومُواْ لِلّهِ قَانِتِينَ ’’Namazlara ve orta namaza devam edin. Allah’a gönülden boyun eğerek namaza durun.’’20 Ayette geçen orta namaz,ikindi namazıdır.21 Esasen ayette geçen ’’namazlara devam edin’’ ve ’’orta namaza devam edin’’ kavramları cümlelerinin vav atıf harfi ile ayrılması,onların bir birinden cüz olmadığına bir ifadedir ve en az üç vakit namazın kast edildiği,Arapça lugatına hakim olan her birey tarafından bilinir çünkü Arapçada çoğul,en az üç madde üç maddeye ek olarak bir de ’’orta namaza devam edin.’’ cümlesi,Kur’an’da açıkça 3 vakitten fazla namaz vaktine değinildiğine delildir. وَأَقِمِ الصَّلاَةَ طَرَفَيِ النَّهَارِ وَزُلَفًا مِّنَ اللَّيْلِ إِنَّ الْحَسَنَاتِ يُذْهِبْنَ السَّيِّئَاتِ ذَلِكَ ذِكْرَى لِلذَّاكِرِينَ ’’Ey Muhammed! Gündüzün iki tarafında ve gecenin gündüze yakın vakitlerinde namaz kıl. Çünkü iyilikler kötülükleri giderir. Bu, öğüt alanlar için bir öğüttür.’’22 ’’ طَرَفَيِ النَّهَارِ – Gündüzün iki tarafında’’ ifadesi , Hasan göre sabah namazıdır.’’ زُلَفًا مِّنَ اللَّيْلِ – Gecenin de yakın saatlerinde namaz kıl.’’ ifadesinden maksat Muhammed göre,akşam ve yatsı ayetle de sabah,akşam ve yatsı namazının Kur’an’da delalet ile geçtiğine delil getirmiş olduk. 23 Esasen bunun hadiste de yeri vardır. Konuya kısaca hadis penceresinden vahiy olduğunu unutmayalım.24 خَمْسُ صَلَوَاتٍ فِي الْيَوْمِ وَاللَّيْلَةِ ’’Gece ve gündüzde beş vakit namaz vardır.’’25 خمس صلوات كتبهن الله على العبد في اليوم والليلة ’’Beş vakit namazı gece ve gündüzün içinde Allah kulları üzerine faz kılmıştır.’’ 26 Günde kaç vakit namaz farzdır ? “Ne dersiniz? Birinizin kapısının önünde bir nehir olsa da, o kimse her gün bu nehirde beş defa yıkansa, kirinden bir şey kalır mı?” Sahâbiler – O kimsenin kirinden hiçbir şey kalmaz, dediler. Resûl-i Ekrem – “Beş vakit namaz işte bunun gibidir. Allah beş vakit namazla günahları silip yok eder” buyurdular.27 İmam Şafii ’’Günde beş vakit namaz farzdır.’’ demiştir.28Hanefi mezhebinin klasik fıkıh kitaplarında da konu farklı değildir. ’’Şüphe yok ki Allah’teala Müslüman olan her erkek ve kadına gece ile gündüzde beş vakit namazı farz kılmıştır.’’ hadisi şerifine binaen beş vakit namazın farz olduğunu Hanefi fakihler belirtir.29Esasen bunu inkar eden tek mezhep yoktur. Namazların farzları kaç rekattır ? İmam Şafii ’’Öğle namazının farzı 4 rekat,ikindi namazının farzı 4 rekat,akşam namazının farzı üç rekat,yatsı namazının farzı 4 rekat,sabah namazının farzı iki teala bunları farz kılmış,nebisinin dili ile beyan etmiştir.’’ 30 Öğle namazını 10 rekat kıldıramaz mıyız ? Böyle bir şey peygamberin hayatında yok mu ? Hadisler مَنْ صَلَّى أَرْبَعًا قَبْلَ الظُّهْرِ وَأَرْبَعًا بَعْدَهَا لَمْ تَمَسَّهُ النَّارُ ’’Her kim öğlenin farzından önce ve sonra 4 rekat kılarsa ,ona ateş dokunmaz.’’31 كَانَ يُصَلِّي قَبْلَ الظُّهْرِ أَرْبَعًا فِي بَيْتِي ثُمَّ يَخْرُجُ فَيُصَلِّي بِالنَّاسِ ثُمَّ يَرْجِعُ إِلَى بَيْتِي anlattığına göre ’’O peygamber öğle namazın farzın’dan önce evinde 4 rekat namaz kılardı sonra evinden çıkıp insanlarla namazın geri kalan kısmını kılardı…’’ 32 Bu hadiste öğle namazından önce 4 rekat sünnet olduğuna delildir. “Hz. Peygamber benim odamda öğleden önce dört rekat kılar, ondan sonra çıkıp halka farz namazı kıldırır, sonra tekrar iki rekat kılardı.” 33 Bu hadis öğle namazını peygamberimizin 10 rekat olarak kıldığına açık delildir. Namazların rekatlarını en güzel açıklayan hadis gelmiştir. فرض الله الصلاة حين فرضها ركعتين ركعتين في الحضر والسفر،فأُقِرت صلاة السفر وزيد في صلاة الحضر Hz. Aişe´nin bildirdiğine göre; ” Allah namazı farz kılacağı zaman ilk önce namazı seferde de yerleşik hayatta da iki rekat olarak farz seferi namaz iki rekat olarak kaldı,yerleşik hayattaki namaz için ziyade 2 rekat eklenildi. olundu.’’ 34 فرض الله الصلاة على لسان نبيكم صلى الله عليه وسلم في الحضر أربعا وفي السفر ركعتين وفي الخوف ركعتين İbn Abbas’ın belirttiğine göre; ’’Allah ,yerleşik hayatta öğle, ikindi, yatsıyı 4,seferde ve korku halinde 2 rekat olarak namazı,nebinizin dili ile farz kıldı.’’ 35 إن أول ما فرضت ركعتين فلما قدم نبي الله صلى الله عليه وسلم المدينة واطمأن زاد ركعتين غير المغرب لأنها وتر ’’Namaz ilk önce 2 rekat olarak farz nebisi Medine’ye göçünce o 2 rekatın üzerine akşam namazı hariç,2 rekat daha ekledi.’’36 ________________________ DİPNOTLAR 1-Esasen peygamberin sözlerinin bağlayıcı olduğu,hem ayet hem icma hem sünnet hem maslahat hem sahabi kavli hem de örf delili ile el Kardavi, es-Sünne Masdaran li’l-ma’rife ve’l-hadare, şuruk, Şafii mezhep imamı ,el Risale, ve Şerh,Ahmet Muhammet Şakir,Daru Kütübil İlmiyye,Beyrut;Ali el Kari,El esrarul merfua fi ahbaril mevzua, ,Mektebetül İslami, ; Vaz’ Fil Hadis,Ezher Üniversitesi , Ğazzali,1981;45 ciltlik dev eser ,el-Mevsuatu’l Fıkhiyye, Mesadirul ictihat başlığı, Kuveyt Vakıflar ve Din İşleri Bakanlığı,ikinci baskı,1983;İbn Hazm,el ihkam fi usuli’l ahkam, Ebu Zehra,el Hadis Ve’l Muhaddisun, Ali Sabuni,el Tibyan fi ulumil Kur’an, kütüb, Kura üniversitesi de resmi sitesinde hadisin vahiy olduğunu belirtmiştir; İmam Muhammed ibn Saud Üniversitesi de resmi sitesinde aynı şeyi ifade etmiştir. 2- I. ’’De ki “Allah’a ve Peygamber’e itaat edin.” Eğer yüz çevirirlerse şüphe yok ki Allah kâfirleri sevmez.’’ Ali imran,32 II. ’’Allah’a ve Peygambere itaat edin ki size merhamet edilsin.’’ Ali imran 132 III. ’’Ey iman edenler! Allah’a itaat edin. Peygamber’e itaat edin …’’ Nisa 59 IV. ’’Kim Allah’a ve Peygambere itaat ederse, işte onlar, Allah’ın kendilerine nimet verdiği peygamberlerle, sıddîklarla, şehidlerle ve iyi kimselerle birliktedirler. Bunlar ne güzel arkadaştır. ’’ Nisa 69 V. ’’Peygamber’e itaat eden, Allah’a itaat etmiş olur. Kim yüz çevirirse bilsin ki, Biz seni onlara bekçi göndermedik.’’ Nisa 80 VI. ’’ Öyleyse Allah’a itaat edin, peygambere itaat edin ve Allah’a karşı gelmekten sakının…’’ Maide 92 VII. ’’…Peygamber size ne verirse onu alın, sizi neden menederse ondan geri durun; Allah’tan sakının, doğrusu Allah’ın cezalandırması çetindir.’’ Haşr 7 VIII. ’’Apaçık mucizeler ve kitaplarla gönderildiler. İnsanlara,kendilerine indirileni açıklaman için ve düşünüp anlasınlar diye sana da bu Kur’an’ı indirdik.’’ Nahl 44 IX. ’’…O hâlde, eğer mü’minler iseniz Allah’a karşı gelmekten sakının, aranızı düzeltin, Allah ve Rasûlüne itaat edin.’’ Enfal 1 X. ’’ Ey iman edenler! Allah’a ve Resûlüne itaat edin ve Kur’an’ı dinlediğiniz hâlde ondan yüz çevirmeyin.’’ Enfal 20 XI. ’’Allah’a ve Resûl’üne itaat edin ve birbirinizle çekişmeyin…’’ Enfal 46 XII. ’’Allah’a itaat edin, peygambere itaat edin” de. Eğer yüz çevirirseniz bilin ki ona yüklenen sorumluluğu ancak ona ait; size yüklenen görevin sorumluluğu da yalnızca size aittir. Eğer ona itaat ederseniz doğru yola erersiniz. Peygambere düşen ancak apaçık bir tebliğdir.’’Nur 54 XIII. ’’Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin, Resûle itaat edin ki size merhamet edilsin.’’ Nur 56 XIV. ’’Ey iman edenler! Allah’a itaat edin, Peygamber’e itaat edin. Amellerinizi boşa çıkarmayın.’’ Muhammed 33 XV. ’’… Allah’a ve Resûlüne itaat edin. Allah, bütün yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.’’Mücadele 13 XVI. ’’Allah’a itaat edin, peygambere de itaat edin. Eğer yüz çevirirseniz, bilin ki elçimize düşen sadece apaçık bir tebliğdir. ’’ Teğabun 12 3-Necm 3 4-Buhari,İtisam,21;Müslim,Akdıye 6;Nesai,Adabu’l-Kudat 3;Tirmizi,Ahkam,2;Ebu Davud,Akdiye,2 5-Peygamberlerden günah fısk sâdır olsaydı, bu onların şâhitlik ehliyetini ortadan kaldırırdı. Kur’an’da “Ey iman edenler! Size bir fâsık haber getirirse, onun doğruluğunu araştırın” Hucurat 6 buyurulur. Yüce Allah fâsığın şehâdetini kabulde tedbirli olmayı ve duraksamaya fıskın sudûru halinde dünyadaki şahitliği düşünce; ahiretteki ümmetine olan şahitliği de düşer. Halbuki Kur’an’da, “Böylece sizi orta bir ümmet yaptık ki, insanlara şâhit olasınız. Peygamber de size şâhit olsun. ” Bakara 143 Kıyamette şâhitliği bildirilen kimsenin, dünya şâhitiği de teyid edilmiş olmaktadır Râzî, İsmetü’l-Enbiyâ, Kahire 1986, s. 41-42; Mefatih’ul Gayb, III, 8 6- Ebu Davut,4604 ; /17213 . Elbani hadisin sahih olduğunu Sahihi Sünen-i Ebu Davut. Azim Abadi’nin belirttiğine göre hadis metninde geçen kitap’tan kasıt Kur’an’ benzerinden kasıt ğayri metluv vahiydir veya zahir vahyin tevil belirttiğine göre bu hadis iki vecih üzere ihtimal taşır; O zahir vahiyden bir kısım olarak ğayri metluv vecihse Kur’an’ın yorumudur.Avni’l Ma’bud,Sünen-i Ebu Davut şerhi,Kitabu’s sünnet,sünnetin luzumu babı,4604 numaralı hadis şerhi,Daru’l Fikr,1995 iki ciltlik ilmihal, 8-Buhari,Salat,76,Enbiya,5;Müslim,İman,263;Ahmed 9- حدثنا أبو بكر قال حدثنا الحسن بن موسى بن الأشيب قال حدثنا حماد بن سلمة قال أخبرنا ثابت عن أنس أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال أتيت بالبراق وهو دابة أبيض فوق الحمار ودون البغل ، يضع حافره عند منتهى طرفه ، فركبته فسار بي حتى أتيت بيت المقدس فربطت الدابة بالحلقة التي كان يربط بها الأنبياء ، ثم دخلت فصليت فيه ركعتين ، ثم خرجت فجاءني جبريل بإناء من خمر وإناء من لبن ؛ فاخترت اللبن ، فقال جبريل أصبت الفطرة قال ثم عرج بنا إلى السماء الدنيا فاستفتح جبريل فقيل من أنت ؟ فقال جبريل ، قيل ومن معك ؟ قال محمد ، فقيل وقد أرسل إليه ؟ فقال قد أرسل إليه ، ففتح لنا فإذا أنا بآدم فرحب ودعا لي بخير ، ثم عرج بنا إلى السماء الثانية فاستفتح جبريل فقيل ومن أنت ؟ قال جبريل ، فقيل ومن معك ؟ قال محمد ، فقيل وقد أرسل إليه ؟ قال قد أرسل إليه ، ففتح لنا فإذا أنا بابني الخالة يحيى وعيسى فرحبا ودعوا لي بخير ، ثم عرج بنا إلى السماء الثالثة فاستفتح جبريل فقيل ومن أنت ؟ فقال جبريل ، فقيل ومن معك ؟ قال محمد ، قالوا وقد أرسل إليه ؟ قال قد أرسل إليه ، ففتح لنا فإذا أنا بيوسف وإذا هو قد أعطي شطر الحسن فرحب ودعا لي بخير ، ثم عرج بنا إلى السماء الرابعة فاستفتح جبريل فقيل ومن أنت ؟ فقال جبريل ، فقيل ومن معك ؟ قال محمد صلى الله عليه وسلم فقيل وقد أرسل إليه ؟ فقال قد أرسل إليه ففتح لنا فإذا أنا بإدريس فرحب ودعا لي بخير ، ثم قال يقول الله ورفعناه مكانا عليا ثم عرج بنا إلى السماء الخامسة فاستفتح جبريل فقيل من أنت ؟ قال جبريل ، فقيل ومن معك ؟ فقال محمد ، فقيل وقد بعث إليه ؟ قال قد بعث إليه ، ففتح لنا فإذا أنا بهارون فرحب بي ودعا لي بخير ، ثم عرج بنا إلى السماء السادسة فاستفتح جبريل فقيل من أنت ؟ قال جبريل ، فقيل ومن معك ؟ قال محمد ، فقيل وقد بعث إليه ؟ قال قد بعث إليه ، ففتح لنا فإذا أنا بموسى فرحب ودعا لي بخير ، ثم عرج بنا إلى السماء السابعة فاستفتح جبريل فقيل من أنت ؟ قال جبريل ، فقيل ومن معك ؟ قال محمد ، فقيل وقد بعث إليه ؟ قال قد بعث إليه ، ففتح لنا فإذا أنا بإبراهيم وإذا هو مسند إلى البيت المعمور ، وإذا هو يدخله كل يوم سبعون ألف ملك لا يعودون إليه ، ثم ذهب بي إلى سدرة المنتهى فإذا ورقها كآذان الفيلة وإذا ثمرها أمثال القلال ، فلما غشيها من أمر الله ما غشيها تغيرت ، فما أحد من خلق الله يستطيع أن يصفها من حسنها ، قال فأوحى الله إلي ما أوحى ، وفرض علي في كل يوم وليلة خمسين صلاة ، فنزلت حتى انتهيت إلى موسى فقال ما فرض ربك على أمتك ؟ قال قلت خمسين صلاة في كل يوم وليلة ، فقال ارجع إلى ربك فاسأله التخفيف فإن أمتك لا تطيق ذلك ، فإني قد بلوت بني إسرائيل وخبرتهم ، قال فرجعت إلى ربي فقلت له رب خفف عن أمتي ، فحط عني خمسا فرجعت إلى موسى فقال ما فعلت ؟ فقلت حط عني خمسا ، قال إن أمتك لا تطيق ذلك ، فارجع إلى ربك فاسأله التخفيف لأمتك ، فلم أزل أرجع بين ربي وبين موسى عليه السلام فيحط عني خمسا خمسا حتى قال يا محمد هي خمس صلوات في كل يوم وليلة ، بكل صلاة عشر ، فتلك خمسون صلاة ، ومن هم بحسنة فلم يعملها كتبت له حسنة فإن عملها كتبت له عشرا ، ومن هم بسيئة ولم يعملها لم تكتب له شيئا ، فإن عملها كتبت سيئة واحدة ، فنزلت حتى انتهيت إلى موسى فأخبرته فقال ارجع إلى ربك فاسأله التخفيف لأمتك فإن أمتك لا تطيق ذلك ، فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم لقد رجعت إلى ربي حتى استحييت Hadisin senedinde yer alan ravilerin tamamı metni,İbn Ebi Şeybe’nin Musannef’inden Fikr,1994,8. cilt,Kitabu’l Megazi, ; Bununla birlikte bir iki kelime farkı ile bu hadis, Müslim, Ebu Yala’da da tercüme ve daha fazlası için bakınız 10- İbn Hibban,Sahih;Darekutni,Sünen;Beyhaki,Sünen’ül Kübra 11-Kasani,Bedaiu’s Sanai ,İbn Münzir,el evsad fi’s Sünen ve’l icma’ ve’l ihtilaf 12-Rum,17 yayıncılık,No1,2008,İstanbul 14-el Ümm, Vefa 15-el Ümm, Vefa 16-Rum 18 17-Mebsut, yayıncılık,No1,2008,İstanbul 18-İsra,78 19-Mebsut, 20-Bakara,238 21-Mebsut, 22-Hud,114 23-Mebsut, 24-Bir numaralı dipnota bakınız. 25-Bu hadis öncelikle İmam Şafii’nin el Ümm adlı kitabının 149. Sayfasında Suğra;İbn Hibban,Sahih;Hakim,Müstedrek;Beyhaki,Sünen-i Kübra;Darimi,SünenMuvatta şerhi,Münteka;Suyuti şerhi Nesai,Sünen 26-Darimi,Sünen,1531;Malik,Müsned,248; 27-Buhari,Mevakit,6;Müslim,Mesacid Mace,İkamet,193 28-el Ümm, Vefa 29-Mevkufat tercümesi, yayın evi,İstanbul 30-el Ümm, Vefa 31-Nesai,1817;Tirmizi,428/ Tirmizi’deki lafzı مَنْ حَافَظَ عَلَى أَرْبَعِ رَكَعَاتٍ قَبْلَ الظُّهْرِ وَأَرْبَعٍ بَعْدَهَا حَرَّمَهُ اللَّهُ عَلَى النَّارِ ’ ’’Her kim öğle namazından önce ve sonra 4 rekat namaz kılarsa,Allah o kişiye cehennemi haram kılar.’’Müteşeddit olan Elbani bile hadise sahih manada başka bir hadisler de vardır ve onlardan birisi inkita’ sebebi ile zayıftır. Davut;Sahih,İbn Huzeyme/daha fazla ayrıntı için Buhari şerhi Fethu’l Bari’nin teheccüt bölümüne bakabilirsiniz. 33- Müslim, 730 34- Buhâri, salat 1; ezan, 95; taksir 5, cenaiz 56; Müslim, müsafirin 1,3, 5; fedâil 52; Ebû Davud,vitr 7; sefer,1,18; Tirmizi,cuma 41;Nesâi,taksir 1, 4; salâtü’1 havf 4; İbn Mâce ikâme,73, 75; Dârimi, salât 152,179 35- Müslim, musafirin 5; Nesai, taksiru’s salat 1;Salati’l havf 1543; 36-Beyhaki’nin hem Sünen-i Sağir’inde hem de Sünen-i Kebir’inde geçmektedir. [vc_row el_position=”last”] [vc_column] [vc_button title=”pdf olarak indirin” href=” color=”wpb_button” size=”btn-mini” icon=”wpb_document_pdf” target=”_blank” el_class=”extra” el_position=”first last”] [/vc_column] [/vc_row]
48 - Fetih Suresi - Yaşar Nuri Öztürk Meali Bismillâhirrahmânirrahîm. 1. Şu bir gerçek ki, biz sana apaçık bir fetih nasip ettik. 2. Ki Allah senin günahından geçmiş olanı da gelecek olanı da bağışlasın, nimetini senin üzerinde tamamlasın ve seni dosdoğru bir yola kılavuzlasın. 3. Ve Allah sana onur ve kudret dolu bir yardımla destek verecektir. 4. O O'dur ki, müminlerin gönüllerine, imanları beraberinde iman geliştirsinler diye, mutluluk ve huzur indirdi. Yalnız Allah'ındır göklerin ve yerin orduları. Alîm'dir Allah, Hakîm'dir. 5. İnanmış erkekleri ve inanmış kadınları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokması içindir bu. Sürekli kalıcıdırlar orada. Ve onların çirkin davranışlarını örtüp gizlemesi içindir. İşte bu, Allah katında çok büyük bir kurtuluş ve eriştir. 6. Ve Allah hakkında kötü sanılar besleyen erkek münafıklarla kadın münafıklara ve erkek putperestlerle kadın putperestlere, o kötülük girdabı başlarına dönesilere azap etsin diyedir bu. Allah onlara öfkelenmiş, onları lanetlemiş ve kendilerine cehennem hazırlamıştır. Kötü bir varış yeridir o. 7. Yalnız Allah'ındır göklerin ve yerin orduları. Azîz'dir Allah, Hakîm'dir. 8. Şu bir gerçek ki, biz seni, bir tanık, bir müjdeleyici ve bir uyarıcı olarak gönderdik. 9. Allah'a ve resulüne inanasınız, O'nu destekleyesiniz, O'nu yüce bilesiniz ve sabah-akşam O'nu tespih edesiniz diye. 10. O seninle el tutuşup sözleşenler var ya, onlar gerçekte Allah ile bey'atleşiyorlar. Allah'ın eli onların ellerinin üstündedir. Kim ahdi bozar, döneklik ederse kendi aleyhine döneklik etmiş olur. Ve kim Allah'a verdiği sözde vefalı davranırsa, Allah ona büyük bir ödül verecektir. 11. Bedevilerden, geri bırakılmış olanlar sana şöyle diyecekler "Bizleri, mallarımız ve ailelerimiz oyaladı. O halde bizim için Allah'tan af dile." Onlar, kalplerinde olmayan şeyi dilleriyle söylüyorlar. De ki "Allah size bir zarar dilerse, yahut bir yarar murat ederse, O'nun sizin için dilediğine kim engel olabilir?" Doğrusu şu ki, Allah, sizin yaptıklarınızdan haberdardır. 12. Siz sanmıştınız ki, resul de müminler de ailelerine bir daha asla dönmeyecekler. Bu düşünce kalplerinizde süslendi de çirkin bir sanıya saplandınız ve mahvolmuş bir topluluk haline geldiniz. 13. Kim Allah'a ve resulüne iman etmezse bilsin ki biz, inkârcılar için alevli bir ateş hazırladık. 14. Göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır! Dilediğini affeder, dilediğine azap eder. Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir. 15. Geri bırakılanlar, ganimetleri almak üzere gittiğiniz zaman şöyle diyecekler "İzin verin, biz de size uyalım!" Onlar Allah'ın kelamını değiştirmek istiyorlar. De ki "Bize asla uyamazsınız! Allah önceden de böyle buyurmuştu." Bu kez şöyle diyecekler "Hayır, siz bizi kıskanıyorsunuz." İşin doğrusu şu ki, onlar çok az anlıyorlar/onlar, az bir kısmı hariç, anlamıyorlar. 16. Bedevilerden, geri bırakılmış olanlara de ki "Siz yakında çok zorlu savaş veren bir kavimle çarpışmaya çağrılacaksınız. Ya onlarla çarpışırsınız, yahut onlar Müslüman olurlar. Eğer itaat ederseniz, Allah size güzel bir ödül verecektir. Yok eğer önceden döndüğünüz gibi yüz çevirirseniz, Allah sizi acıklı bir azapla cezalandırır." 17. Köre zorlama yoktur, topala zorlama yoktur, hastaya da zorlama yoktur. Kim Allah'a ve resulüne itaat ederse, Allah onu altından ırmaklar akan cennetlere koyar. Kim de yüz çevirirse, Allah onu acıklı bir azapla cezalandırır. 18. Yemin olsun, Allah müminlerden, o ağacın altında sana bey'at ettikleri sırada hoşnut olmuştur. Onların gönüllerindekini bilmiş, üzerlerine huzur ve sükûn indirmiş ve kendilerine yakın bir fetih nasip etmiştir. 19. Alacakları birçok ganimetler de nasip etmiştir. Allah Azîz'dir, Hakîm'dir. 20. Allah size, elde edeceğiniz birçok ganimetler vaat etti. Şunu da size aceleden verdi ve insanların ellerini de sizden uzak tuttu ki bu, inananlara bir ibret olsun ve Allah sizi dosdoğru yola kılavuzlasın. 21. Sizin güç yetireceğiniz başka ganimetler de vardır. Allah onları kuşatmış bulunuyor. Allah, her şey üzerinde Kadîr'dir. 22. Eğer küfredenler sizinle savaşsalardı, sırtlarını dönüp kaçacaklardı. Sonra, bir dost da bir yardımcı da bulamazlardı. 23. Bu, Allah'ın öteden beri işleyip duran yolu-yöntemidir. Allah'ın yol ve yönteminde hiçbir değişme bulamazsın. 24. O O'dur ki, sizi onlarla galip getirdikten sonra Mekke'nin göbeğinde onların ellerini sizden, sizin ellerinizi de onlardan uzak tuttu. Allah, yapmakta olduklarınızı iyice görmektedir. 25. Onlar o kişilerdir ki, küfre sapıp sizi Mescid-i Haram'dan geri çevirdiler, bekletilen kurbanlık hediyelerin, yerlerine ulaşmasına engel oldular. Eğer kendilerini tanımadığınız için çiğneyeceğiniz ve bu bilgisizlik yüzünden üzüntü ve kınayışla karşılaşacağınız inanmış erkeklerle inanmış kadınlar olmasaydı, iş başka türlü olurdu. Böyle olması, Allah'ın, dilediğini rahmetine sokması içindir. Onlar birbirlerinden ayrılmış olsalardı, inkâra sapanları acıklı bir azapla cezalandırırdık. 26. İnkâr edenler, kalplerine öfkeli taassubu, o cahiliye taassubunu yerleştirmişlerdi. Allah ise huzur ve mutluluğu resulünün, inananların üstüne indirmişti. Onları, takva kelimesine bağlı tutmuştu. Zaten onlar buna layık ve ehil idiler. Allah her şeyi çok iyi bilmektedir. 27. Yemin olsun ki Allah, resulüne o rüyayı hak olarak doğru çıkarmıştır. Allah dilerse, başlarınızı tıraş etmiş, saçlarınızı kısaltmış olarak güven içinde, korku duymadan Mescid-i Haram'a mutlaka gireceksiniz. Allah, sizin bilmediğinizi bildi de bundan önce size yakın bir fetih nasip etti. 28. O, resulünü hidayet ve hak dinle gönderdi ki, o dini tüm dinlere üstün kılsın. Tanık olarak Allah yeter! 29. Muhammed, Allah'ın resulüdür. Onunla beraber olanlar, inkârcılara karşı çok çetin, kendi aralarında çok sevecendirler/çok merhametlidirler. Sen onları rükû eder, secdeye kapanır halde görürsün. Allah'tan bir lütuf ve hoşnutluk ister dururlar. Görünüşlerine gelince, yüzlerinde secde eseri/izi vardır. Bu onların Tevrat'taki nitelikleri. İncil'deki nitelikleri de şöyle Tıpkı bir ekin ki filizini çıkarmış, o filizi kuvvetlendirmiş. Filiz kalınlaştı, gövdesi üzerine dikildi. Ziraatçıları da imrendirir/hayran bırakır bu ekin. Allah böyle yapar ki, onlar sayesinde, inkâr edenleri öfkelendirsin. Allah onlardan iman edip barışa/hayra yönelik işler yapanlara bir bağışlanma ve büyük bir ödül vaat etmiştir.
İSMAİL ÖZCANKastamonu’da doğdu. 1970 yılında İlahiyat Fakültesi’nden mezun oldu ve öğretmen olarak göreve başladı. İstanbul’un resmi ve özel ortaöğretim kurumlarında 41 yıl fiilen öğretmenlik yaptıktan sonra emekli oldu. İsmail Özcan’ın bugüne kadar din, dil ve edebiyatla ilgili olarak 20 kadar kitabı yayımlanmıştır. İslam Ansiklopedisi, Kuran-ı Kerim Hakkında Neler Bilmeliyiz? Temel Din Bilgileri, Edebiyatımızdan Unutulmaz Yazılar, Konularına Göre Atasözleri, Espri ve Fıkralarıyla Ünlüler, Büyüklerin Sözleri Sözlerin Büyükleri bunlardan bazılarıdır. İsmail Özcan yıllardır çeşitli ulusal gazetelere yazılar yazmakta ve kitap çalışmalarına devam etmektedir."Türkiye başta olmak üzere bütün İslam dünyasında İslam’ın çağdaş bir zihniyetle, çağdaş bir yaklaşımla anlaşılması ve yorumlanmasının mücadelesini vermiş olan Yaşar Nuri Öztürk, 1 yıl önce, 22 Haziran 2016’da, biraz erken denecek bir yaşta her faninin akıbetine uğrayarak bu dünyadan göç etti. 22 Haziran 2017 onun ölümünün birinci Nuri Öztürk; dinsel fanatizmle, softalıkla mücadeleye kendisini adamış; doğruluğu, gerçekliği her zaman test edilebilen Kuran kaynaklı bir din ve iman anlayışının toplumda egemen konuma yükselmesini hayatının en önemli misyonu olarak kabul etmiş; kendi deyimiyle bu yolda 'çıplak uyarıcı' olma rolüne soyunmuş bir ilahiyatçı idi. Ona göre softalık, her devirde olduğu gibi günümüzde de yoruma kapalı din anlayışını temsil etmenin yanında yalanın, ikiyüzlülüğün, sahtekârlığın kamuflajı olma rolünü yerine getirmektedir ve hiç değilse bu çağda ondan kurtulmanın yolu bir şekilde farklı eğilimYaşar Nuri Öztürk’ün kendisini adadığı bu mücadeleyle ilgili olarak Türk toplumunda onun hakkında çok net olarak birbirinden ayrılan iki farklı eğilim, iki uzlaşmaz bakış ortaya çıkmıştır. Sofu, dindar ve muhafazakâr çevreler onu İslam’ı anlayış ve yorumlayış tarzından ötürü Müslüman bile saymama, kâfirlikle suçlama eğilimindeyken; çağdaş, laik, Atatürkçü çevreler onu çağdaş bir Müslüman örneği olarak görmekte ve kabul Nuri Öztürk’ün şahsı hakkında yapılması gereken namuslu ve adaletli tespit şudur O; Allah’a, Kuran’a, Hz. Muhammed’e samimi olarak inanıyordu. Bu inancını akıl, bilim, laiklik ve çağdaşlıkla aynı potada yaşatmanın gayretini güdüyordu. Yaşar Nuri’nin, dindar/muhafazakâr camianın, bilhassa softa çevrelerin kendisine yönelik suçlamalarının, bunların da en ağırı olan tekfir kâfir olarak görme suçlamasının, İslam tarihi boyunca hep görüldüğü üzere dar görüşlülükten ve yeni fikirlere karşı tahammülsüzlükten başka bir temeli ve açıklaması yoktur. İslam dünyasında tarih boyunca geleneğe uymayan ya da onlara aykırı düşünceler ve yorumlar üretmeye çalışan birçok insana büyük bir rahatlıkla tekfir suçlamasında bulunulmuştur. İslam dünyasındaki tekfir suçlaması çoğu zaman Hıristiyan dünyasındaki aforoz’un rolünü yerine Nuri. Türkiye’de Müslümanlık konusunda birçok hurafeyi yıkmıştır. Daima Kuran’ı esas alan, akıl ve mantığı da hiç devreden çıkarmayan, laikliği ve çağdaşlığı benimseyen, gelişmiş dünya ile, demokrasi ve özgürlükle sürtüşen değil, iletişim kurabilen bir din anlayışına ve yorumuna ulaşma çabası içinde olmuştur. Böyle bir çaba içinde çok yetkin, çok önemli, kimsenin el atmaya cesaret edemediği konulara odaklanan eserler Nuri Öztürk’ün mücadelesi hakkında ortaya konabilecek yargı da şudur O, hurafelerden arındırılmış, softalığa asla prim vermeyen; yüzyıllara yayılan dar görüşlü geleneksel yorum ve kabullere mahkûm olmayan; yaşanılan çağın şartlarına uygun hoşgörülü, ilerici, demokratik bir din anlayışı ve yorumuna ulaşma çabasının öncüsüdür. Bu çaba sonucunda Türkiye’de çok sayıda dini tabu yıkılmıştır. Bu, onun her şeyi mutlaka dosdoğru yaptığı, hiçbir yanlışının bulunmadığı anlamına gelmez. Ama hedef doğrudur ve öyle bir hedefe yönelmek günümüz İslam dünyası için bir mesajıYaşar Nuri, Türkiye’nin yurt içinde ve dışında en tanınmış ilahiyatçı akademisyenidir ve çok yönlü bir bilim insanıdır. Türkçe üzerinde olağanüstü bir egemenliğe sahiptir ve esas mesleği yazarlık olan birçoklarını bu alanda sollar. Akademik eserleri bile popüler bir anlaşılırlığı başarabilmektedir. Yazılarında yabancı kelime ve kavramlara sık sık yer vermesine rağmen kolay okunan ve anlaşılan bir akademisyen/yazardır. Dini, felsefi, siyasi birçok eseri arasında 'Kuran’daki İslam' adlı eseri bu konuda örnek olarak gösterilebilir. Bu kitabı; içeriği, iddiaları, üslubuyla Yaşar Nuri’nin dine ve dünyaya bakışının bir aynasıdır. Diğer bütün kitaplarının tamamı da çağdaşlık ve modernlik mesajları sunan ve aynı rahatlıkta okunabilen kimseye din, inanç, mezhep, siyasal ve ideolojik kanaat dayatmasında bulunamayacağı; her türlü dini inanç ve siyasal kanat sahibinin karşılıklı saygı ve hoşgörü sınırları içinde kalacağı; bunun gerçekleşmesini sağlayacak tek rejim olan çoğulcu demokrasinin yükselen değer olduğu ve olması gerektiği günümüzde yeni Yaşar Nuri Öztürk’lere her zamandan daha çok ihtiyaç bulunmaktadır."
Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır. Erricâlu kavvâmûne alâ annisâ-i bimâ faddalaAllâhu ba’dahum alâ ba’din vebimâ enfekû min emvâlihimc fe-ssâlihâtu kânitâtun hâfizâtun lilġaybi bimâ hafizaAllâhuc vellâtî teḣâfûne nuşûzehunne fe’izûhunne vehcurûhunne fî-lmedâci’i vadribûhunnes fe-in eta’nekum felâ tebġû aleyhinne sebîlâenk innaAllâhe kâne aliyyen kebîrânErkekler, kadınlardan üstündür, çünkü Allah onları bir çok şeylerde kadınlardan üstün etmiştir, çünkü onlar, kadınları, mallarıyla geçindirirler, doyururlar; iyi kadınlar da itaatli olurlar ve Allah, onların hakkını nasıl korumuşsa onlar da, kocaları yanlarında olmasa bile, iffetlerini korurlar. Kadınlarınızın serkeşliğinden korkunca onlara öğüt verin, onları yatakta yalnız bırakın, dövün onları. Fakat itaat ettikleri takdirde de aleyhlerine bir sebep araştırmayın, şüphe yok ki Allah çok yüce ve büyüktür.Deneme ve doğal denge gereği Allah’ın, insanların bazısını bazısına üstün kılması sebebiyle ve onların aile efradına kendi mallarından harcaması ve ailenin sorumluluğunu üzerine alması nedeniyle erkekler, kadınlar üzerinde “kavvam=sorumlu gözeticidirler.” Saliha hayırlı ve yararlı kadınlar; gönülden itaatli ve edepli olanlar, Allah nasıl koruyup saklanmasını emir buyurduysa, görünmeyeni gizlenmesi gereken yerlerini öylece örtüp koruyanlardır. Nüşuzundan huysuzluğundan, kıskandırıcı tavırlarından korktuğunuz kadınlara önce öğüt verin vaizü nasihat yapın, sonra onları yataklarda yalnız bırakın, bu da yetmezse hafifçe ve zarar vermeden darp edip uyarın. Eğer eşleriniz kötü huylarından vazgeçer ve artık Size itaat hürmet ve muhabbet ederlerse aleyhlerinde bir yol aramayın iyi geçinmeye bakın. Doğrusu Allah çok Yücedir, çok Büyük olandır. [Not-1 “Darb” etmek ●Bir kimseden yüz çevirmek suretiyle kışkırtıp gayret ve rikkate getirmek ●Hikmetli sözler ve deyimlerle kalpleri vu... Devamı..Allah'ın insanlardan bir kısmını diğerlerine üstün kılması ve mallarından mehir ve her türlü harcamada bulunması sebebiyle erkekler, kadınlar üzerine yönetici ve koruyucudurlar. Dürüst ve erdemli kadınlar gerçekten itaatlı olanlardır. Allah kendi haklarını Kur'ân'da nasıl koruduysa, onlarda öylece kocalarının yokluğunda onların malını, ev sırlarını, namus ve iffetlerini koruyanlardır. Kötü niyetlerinden korktuğunuz kadınlara gelince, önce nasihat edin, vazgeçmezlerse, yataklarında yalnız bırakın ve bununla da yola gelmezlerse, son çare olarak şer'î ölçüyü kaçırmadan dövün. Eğer size itaat ederlerse, onları incitmekten kaçının. Allah gerçekten yücedir, lütufta bulunarak, birbirlerine üstün olmasına vesile kıldığı özellikleri, ailenin nafakasını ve ihtiyaçlarını kendi mallarından, paralarından karşılamaları, mallarından karşılık beklemeden, gönüllü harcamaları sebebiyle erkekler, hanımları üzerinde, ailede, aileyi ayakta tutmakla, eğitimlerini, gelişmelerini, aile fertlerinin İslam’da sebatını temin ile mükellef; denetleyerek sorumluluklarının gereğini yapmalarını sağlayan, hizmet eden, ailede işleyen, kalıcı bir düzen kuran, sorumlu meşrû bir otorite sahibi, aile reisidirler. Dindar, ahlâklı, hayır-hasenât sahibi Müslüman sâliha kadınlar, itaatkâr, uzun uzun kıyamda durarak sorumluluk şuuruyla namaz kılan, saygılı, kocalarına karşılık vermeyen, aile içindeki dinî, insanî ve vicdanî sorumluluklarını yerine getiren kadınlardır. Allah'ın koruduğu, korunmasını emrettiği hususları, kendilerini, çocuklarını, kocalarının haklarını ve mallarını, kendi haklarını, namuslarını kocalarının bulunmadığı zamanlarda koruyanlardır. Kafa tutup, başına buyruk hareket ederek, kurulu aile düzenini bozmalarından, şiddete başvurmalarından korktuğunuz kadınların önce gönüllerini alın, öğüt verin, davranışlarının doğuracağı istenmeyen sonuçları anlatın, itaatsizliğe devam ederlerse yataklarında kendilerini yalnız hissedecekleri halde bırakın. Buna rağmen yola gelmeyenlerin kaba yerine bir demet ot-çöple vurun, evinizden ayırmayarak, ilişkilerinizi devam ettirin. Eğer size itaat ederlerse, olanları olmamış sayıp, sözle veya fiilen onları incitecek vesileler aramayın. Allah yücedir ve Kur’an-ı Kerim, 38/44. 4/19 âyetiyle Kur’ân-ı Kerim, kadına mal muamelesi yapılmasını, güç durumda bırakılarak kndisinden faydalanılmasını engelle... Devamı..Allah'ın kimini kimine üstün kılması ve erkeklerin mallarından harcamalarından dolayı erkekler kadınlar üzerinde söz sahibidirler. İyi kadınlar, Allah'a gönülden itaat eden ve Allah'ın kendilerini koruduğu gibi kendileri de gizliyi koruyanlardır. Serkeşlik etmelerinden korktuğunuz kadınlara öğüt verin, onları yataklarında yalnız bırakın ve dövün. [10] Eğer size itaat ederlerse artık aleyhlerine bir yol aramayın. Muhakkak ki Allah çok ulu, çok Ebi Hatim`in Hz. Hasan`dan rivayet ettiğine göre bir kadın Resulullah gelip kocasının kendisini dövdüğünü ifade etti ve bu yüzden ond... Devamı..Allah'ın, bazısını bazısına üstün kılması ve onların kendi mallarından harcaması nedeniyle erkekler, kadınlar üzerinde 'sorumlu gözeticidir.' Saliha kadınlar, gönülden Allah'a, itaat edenler, Allah nasıl koruduysa görünmeyeni koruyanlardır. Nüşuzundan korktuğunuz kadınlara önce öğüt verin, sonra onları yataklarda yalnız bırakın, bu da yetmezse hafifçe vurun. Size itaat ederlerse aleyhlerinde bir yol aramayın. Doğrusu Allah yücedir, kadınlar üzerine idareci ve hâkimdirler. Çünkü Allah birini cihad, imamet, miras gibi işlerde diğerinden üstün yaratmıştır. Bir de erkekler mallarından kadınlarına harcamaktadırlar. İyi kadınlar, Allah'a itaatkârdırlar ve Allah kendilerini koruduğu cihetle, kocalarının gıyabında ırz ve mallarını muhafaza ederler. Fenalık ve geçimsizliklerinden korktuğunuz kadınlara gelince Önce kendilerine öğüt verin. Sonra uslanmazlarsa, kendilerini yataklarda yalnız bırakın. Yine dinlemezlerse, Hafifçe döğün. Size itaat ettikleri takdirde kendilerini incitmeye bir bahane aramayın. Çünkü Allah çok yücedir, çok onları kadınlardan üstün kıldığından ve aile nafakasını temin ettiklerinden, erkekler kadınları yönetirler. Artık kadınların iyileri, itaatkâr olan, gizlilikte dahi –Allah’ın muhafazasıyla- namuslarını koruyanlardır. İtaatsizliklerinden endişe ettiğiniz kadınlara öğüt verin, onların yataklarını terkedin. Onları dövün*. Eğer size itaat ederlerse, aleyhlerine yol aramaya kalkmayın. Muhakkak en yüce ve büyük Allah’tır.* Veya kadınları, Allah'ın kendilerine onlardan daha fazla bağışladığı nimetler ve sahip oldukları servetten yapabilecekleri harcamalarla koruyup gözetirler. Dürüst ve erdemli kadınlar, gerçekten Allah'ın korunmasını buyurduğu mahremiyeti koruyan, sadık ve itaatkâr kadınlardır. Serkeşliklerinden endişe ettiğiniz kadınlara gelince, onlara önce nasihat ediniz, sonra yattıkları yatakta yalnız bırakınız; yine de itaat etmezlerse onları geçici olarak evden uzaklaştırınız. Bundan sonra itaat ederlerse, onları incitmekten kaçınınız. Allah gerçekten yücedir; bir nicesini, bir nicesi üzere artık kılarak, erkeklerin mallarından harcadıkları için, erkekler kadınları koruyucudur, onat kadınlar itaatlıdır, Allahın Sakının» dediği şeyi, kocaları yokluğunda koruyuculardır, kadınların azmasından korkarsanız, onlara öğüt veriniz, yatakları ayırınız, döğün, imdi size uyarlarsa başka yola gitmeyin, Allah yücedir, Allah büyüktürAllah'ın insanlardan bir kısmını diğerlerine doğal ve ilahi iradenin tecellisi gereği üstün kılması ve mallarından aile efradına harcaması ve ailenin sorumluluğunu üzerine alması sebebiyle erkekleri kadınların yöneticisi ve koruyucusu kılmıştır. Dürüst ve erdemli kadınlar, gerçekten Allah'ın koruduğu ve korunmasını emrettiği namuslarını, aile içi mahremiyetlerini koruyan sadık ve itaatkâr kadınlardır. Kötü niyetlerinden ve yuvanızın yıkılmasına sebep olabilecek çirkin davranışlarından korktuğunuz kadınlara gelince; onlara kendilerini düzeltmeleri için önce öğüt verin; sonra uslanmazlarsa ilginizi azaltarak onları yataklarında yalnız bırakın; bu da fayda vermez ve edepsizliklerine devam ederlerse son çare olarak onları aşırıya gitmemek kaydıyla dövün. Eğer bundan sonra size itaat ederlerse onları incitmekten kaçının! Şüphe yok ki Allah çok yücedir, çok büyüktür.“Kavvâm”, “kaim” kelimesinin mübalağa şekli olup geçimi sağlayan, koruyup gözeten, muhafaza eden, yüklendiği sorumlulukları yerine getiren, işleri yür... Devamı..Erkekler Allâh’ın kendilerine ihsân itdiği havâs ile kadınları emvâlleriyle techîz itdiklerinden dolayı kadınlara fâikdirler nâmuslı kadınlar itâ’atlı ve mütevekkil olurlar kocalarının gaybûbetinde Allâh’ın hıfzını emr itdiği şeyi yani ’iffetlerini pâk olarak hıfz iderler. İtâ’atsizliğinden korkdığınız kadınları tekdîr idersiniz ayrı yataklara korsınız darb idersiniz fakat itâ’at itdikleri gibi artık dokunmazsınız Allâh ’âlî ve kimini kimine üstün kılmasından ötürü ve erkeklerin, mallarından sarfetmelerinden dolayı erkekler kadınlar üzerine hakimdirler. İyi kadınlar, gönülden boyun eğenler ve Allah'ın korunmasını emrettiğini, kocasının bulunmadığı zaman da koruyanlardır. Serkeşlik etmelerinden endişelendiğiniz kadınlara öğüt verin, yataklarında onları yalnız bırakın, nihayet dövün. Size itaat ediyorlarsa aleyhlerine yol aramayın. Doğrusu Allah Yüce'dir, Büyük' kadınların koruyup kollayıcılarıdırlar.[115] Çünkü Allah, insanların kimini kiminden üstün kılmıştır. Bir de erkekler kendi mallarından harcamakta ve ailenin geçimini sağlamaktadırlar. İyi kadınlar, itaatkârdırlar. Allah’ın kendilerini koruması sayesinde onlar da “gayb”ı[116] korurlar. Evlilik yükümlülüklerini reddederek başkaldırdıklarını gördüğünüz kadınlara öğüt verin, onları yataklarında yalnız bırakın. Bunlar fayda vermez de mecbur kalırsanız onları hafifçe dövün.[117] Eğer itaat ederlerse, artık onların aleyhine başka bir yol aramayın. Şüphesiz Allah, çok yücedir, çok “Koruyup kollayıcı” diye tercüme edilen ifadenin âyet metnindeki aslı “kavvâm”kelimesidir. Erkeklere, koruyup kollama görevinin verilmiş olması,... Devamı..Allah'ın insanlardan bir kısmını diğerlerine üstün kılması sebebiyle ve mallarından harcama yaptıkları için erkekler kadınların yöneticisi ve koruyucusudur. Onun için sâliha kadınlar itaatkârdır. Allah'ın kendilerini korumasına karşılık gizliyi kimse görmese de namuslarını koruyucudurlar. Baş kaldırmasından endişe ettiğiniz kadınlara öğüt verin, onları yataklarda yalnız bırakın ve bunlarla yola gelmezlerse dövün. Eğer size itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın; çünkü Allah yücedir, büyüktür. Erkeklerin maddi ve manevi özellikleri ile ekonomik rolleri onların aile reisi olmalarını tabiî kılmıştır. Aile küçük bir toplumdur. Toplum düzenle y... Devamı..Erkekler kadınları gözetirler.* Zira ALLAH herbirine farklı yetenekler ve özellikler vermiştir. Nitekim erkekler evin geçiminden sorumludur. Erdemli kadınlar, Tanrı'nın yasasına boyun eğer ve ALLAH'ın korumasını emrettiği onur ve iffetlerini tek başlarına bile olsalar korurlar. İffetlerinden endişe duyduğunuz kadınlara öğüt verin, yataklarınızı ayırın ve nihayet onları çıkarın.** Size itaat ederlerse onlara karşı bir yol aramayın. ALLAH Yücedir, Büyüktür.* Hadis ve sünneti Kuran'a eş koşan Türkçe mealler, ayetin ilk cümlesini "Erkekler kadınlar üzerine hakimdirler" biçiminde yanlış olarak çevirmişlerdi... Devamı..Erkekler, kadın üzerine idareci ve hakimdirler. Çünkü Allah birini cihad, imamet, miras gibi işlerde diğerinden üstün yaratmıştır. Bir de erkekler mallarından aile fertlerine harcamaktadırlar. İyi kadınlar, itaatkar olanlar ve Allah'ın korunmasını emrettiği şeyleri kocalarının bulunmadığı zamanlarda da koruyanlardır. Fenalık ve geçimsizliklerinden korktuğunuz kadınlara gelince Önce kendilerine öğüt verin, yataklarından ayrılın. Bunlar da fayda vermezse dövün. Eğer size itaat ederlerse kendilerini incitmeye başka bir bahane aramayın. Çünkü Allah çok yücedir, çok olanlar kadınlar üzerinde hâkim dururlar, çünkü bir kerre Allah birini diğerinden üstün yaratmış bir de erler mallarından infak etmektedirler, onun için iyi kadınlar itaatkârdırlar, Allah kenidlerini sakladığı cihetle kendileri de gaybı muhafaza ederler, serkeşliklerinden endişe ettiğiniz kadınlara gelince evvelâ kendilerine nasıhat edin, sonra yattıkları yerde mehcur bırakın, yine dinlemezlerse döğün, dinledikleri halde incitmeye behane aramayın, çünkü Allah çok yüksek, çok büyük bulunuyorErkekler kadınlar üzerinde Kendi mallarından infak² etmelerinden dolayı Allah bazınızı bazınıza göre faddale³ yapmıştır. İyi ahlaklı kadınlar; bağlılık gösteren ve Allah'ın korumasını istediğini, kocalarının bulunmadığı zamanlarda da koruyanlardır. Nuşuzundan⁴ endişe ettiğiniz kadınlara önce öğüt verin, sonra yalnız bırakın, sonra bir süre Eğer size uyarlarsa onların aleyhine bir yol aramayın. Kuşkusuz Allah Çok Yüce'dir ve Çok Büyük'tür. 1. Kavvam, kaimin mübalağa sigasıdır. Kaim; koruyup gözeten, geçimini temin eden, ayakta tutan 57 demektir. Arapçada “Kame ale\l-mer\e” deyimi kadı... Devamı..Erkekler kadınlar üzerine haakimdirler. O sebeble ki Allah onlardan kimini erkekleri kiminden kadınlardan üstün kılmışdır. Bir de erkekler onları mallarından infaak etmektedirler. İyi kadınlar itaatli olanlardır. Allah kendi hak larını nasıl koruduysa onlar da öylece göze görünmeyeni koruyanlardır. Şerlerinden, serkeşliklerinden yıldığınız kadınlara gelince Onlara evvelâ öğüt verin vaz geçmezlerse kendilerini yataklar ın da yalınız bırakın. Yine kâr etmezse döğün. Size itaat ederlerse aleyhlerinde bir yol aramayın. Çünkü Allah çok yücedir. Çok kadınlar üzerine hâkimdir onların reisidirler. Bu, Allah'ıninsanlardan bazılarını erkekleri, bazısından kadınlardan üstün kılması ve erkeklerin kendi mallarından sarf etmeleri sebebiyledir. Sâliha kadınlar ise, itâatkâr olanlardır.1 Allah'ınkendilerini korumasına mukabil, gaybı kocasının yokluğunda, koruması gerekenlerimuhâfaza eden korktuğunuz kadınlara gelince, artık onlara nasîhat edin; sonra bu fayda etmezse onları yataklarında yalnız bırakın; sonra yine dinlemezlerse fazla incitmedendövün!2 Fakat size itâat ederlerse, artık onları incitmek için aleyhlerine bir yol aramayın! Şübhesiz ki Allah, Aliyy pek yüce olandır, Kebîr çok büyük olandır.1“Kadın ve erkek ortasında gāyet esaslı ve şiddetli münâsebet ve muhabbet sevgi ve alâka, yalnız dünyevî hayâtın ihtiyâcından ileri gelmiyor. Evet... Devamı..Erkekler, Allah’ın lütfuyla rızık olarak kimini kiminden üstün tutması sebebiyle, kadınların rızıklarının ve ihtiyaçlarının karşılanma sorumluluğu onlarda olduğu için, kadınlardan üstündürler. Salih kadınlar ve itaat eden kadınlar, Allah’ın korunmasını istediği mahremiyetlerini, hiç kimsenin olmadığı gayb halinde yer ve zamanlarda da koruyanlardır. Evlilik ortamını zedeleyecek davranışlarda bulunmasından korktuğunuz kadınlara, öğüt verin, fayda vermiyorsa yataklarını ayırın, buda fayda vermiyorsa onları dövün. Eğer Allah’ın emirlerine uygun olarak istediklerinize itaat ediyorlarsa, onlara eziyet etmek için bahaneler aramayın. Muhakkak ki Allah her şeyden yüce ve kadınları gözeticidirler. Çünkü Allah erkekleri kadınlardan üstün kıldı., çünkü onlar kadınları malları ile geçindirirler. Öyleyse iyi kadınlar boyun eğenler, Allah’ın koruduğu arı sililiklerini koruyanlardır. Başıboş kalmalarından korktuğunuz kadınlara öğüt verin. Onları yataklarında yalnız bırakın. Onları dövün. Eğer boyun eğecek olurlarsa artık onlara karşı gitmeyin. Çünkü Allah yücedir, erkekleri kadınlara müraccah tutmasından, erkeklerin mallarından harcetmelerinden nâşi erkekler kadınlar üzerinde aile reisidir. Saliha olan kadınlar; buyurultu kabul edenler [¹] Allah/ın koruması ile zevçlerinin gaybubetinde onları koruyanlardır [²]. Onların serkeşliklerinden korkarsanız [³] onlara nasihat edin, onları yataklarda yalnız bırakın, döğün; fakat size itaat ederlerse artık onlara yol aramayın [⁴]. Çünkü Allah yücedir [⁵], büyüktür.[1] Allah'a ita'at, zevcinin hukukuna riayet edenler.[2] Zevçlerinin mallarını, namuslarını, menzillerini koruyanlardır.[3] Hukuk-u zevci benimsemeyec... Devamı..Allah’ın kimilerini kimine tercihte daha layık kılmasından ve erkeklerin de kendi mallarından sarf etmelerinden dolayıdır ki, erkekler kadınlar üzerinde koruyup gözetme sorumluluğuna sahiptir [kavvâm]. İyi ve yararlı işler yapan kadınlar [sâlihât], hem gönülden bağlı/ itaat eden [kânitât] hem de Allah’ın korunmasını buyurduğu şeyi kocasının yokluğunda da koruyan [hâfizât] kadınlardır. Başıbozukluk yapmalarından/huysuz ve geçimsizliklerinden [nuşûz] çekindiğiniz kadınlara gelince; onlara önce öğüt veriniz, yararı olmazsa yataklarında yalnız bırakınız, yine yararı olmazsa uzaklaştırınız/ gönderiniz/evden ayırınız [va’dribuhunne]¹⁴. Şayet size itaat ederlerse, artık onlara karşı başka bir yol aramayınız! Muhakkak ki Allah Alîy’dir Kebîr’ Bu gönderme/uzaklaştırma geçici bir süre ailesinin/yakınlarının yanına gönderme şeklinde anlaşılmalıdır. Bu da netice vermezse, ayete göre boşanma ... Devamı..Allah'ın bazısını bazısına üstün kılması nedeniyle ve mallarından harcamalarından ötürü erkekler, kadınlar üzerinde hüküm sahibidirler. Ama öte yandan da saliha kadınlar; gönülden boyun eğenler ve Allah'ın korunmasını emrettiği şeyleri hakları, kocasının bulunmadığı zamanda koruyanlardır. Baş kaldırmalarından endişelendiğiniz kadınlara önce öğüt verin, etkili olmazsa onları yataklarında yalnız bırakın, o da olmazsa, son çare olarak sınırları aşmamak şartıyla onları iz bırakmayacak şekilde, suçlu oldukları hasebiyle dövün. Size itaat ederlerse sakın aleyhlerine yol aramayın. Unutmayın ki Allah hepinizden daha yücedir, büyüktür.Eğer kadın isyankârsa, kocasına itaat etmiyor veya onun haklarını korumuyorsa, hemen dövülmesi gerektiği anlamına gelmez. Bunların üçüne de izin veri... Devamı..Erkekler, hanımlarını koruyup gözetmekle yükümlü olup, onlar üzerinde âmir ve yöneticidirler. Çünkü Allah, insanlardan bazılarını yaratılışça diğerlerinden daha üstün kılmıştır. Daha güçlü, cesaretli ve dayanaklı olan erkek, bu görev için daha uygundur. Tabiatı gereği kadın duygusal, yufka yürekli, zayıf ve nârin olduğundan, aileyi yönetme ve onu dış tehlikelerden koruma görevi onun sırtına yüklenmemelidir. Ayrıca erkekler, çalışıp para kazanmak ve mallarından harcama yaparak ailenin geçimini sağlamakla yükümlüdürler. Yükümlülük de aynı oranda yetki gerektirdiğinden, aile reisi erkek hâlde, iyi kadınlar, Allah’a gönülden boyun eğen, İslâm’a aykırı bir istekte bulunmadıkları sürece kocalarına itaat eden ve Allah’ın koruduğu ve korunmasını emrettiği namuslarını, aile içi mahremiyet ve gizlilikleri koruyan kadınlardır. Yuvanızın yıkılmasına sebep olabilecek çirkin ve iffetsizce davranışlarından korktuğunuz kadınlara gelince, onlara önce, Allah’ı ve âhiret gününü hatırlatarak ve yaptıkları çirkin davranışların mutlaka cezalandırılacağı konusunda kendilerini uyararak güzelce nasihat edin, isyankârlıklarından vazgeçmezlerse, sizi kaybettikleri takdirde neler hissedeceklerini onlara göstermek için, bir süre ilginizi azaltarak onlarıyataklarında yalnız bırakın, bu da fayda vermeyecek olursa, bir aile faciasını önlemek için son çare olarak, gerekirse onları hafifçe dövebilirsiniz. Eğer bundan sonra size itaat ederlerse, geçmişte olanları affedin; önceki kusurlarını bahane ederek onları incitmeye kalkmayın. Unutmayın ki, sizin bir çok günahınızı affeden ve sizden çok daha güçlü olan Allah yücedir, büyüktür. Siz de yücelik istiyorsanız, âdil ve merhametli olmalısınız. Ailede iyice huzursuzluk baş göstermişse, o zaman iş büyüklere düşer. O hâlde, ey aile büyükleri, hâkimler ve yöneticiler!Allah’ın bir kısmını bir kısmına üstün kılması ve kendi mallarından harcadıkları sebebiyle Adamlar, Kadınlar üzerinde kâim yöneticilerdir. Saliha Kadınlar, Allah’ın koruduğu şeylerle ilgili Gayb’ı / Görülmeyen’i koruyan itaatkâr kadınlardır. İtaatsizliklerinden korktuğunuz kadınları uyarın! Onları Yataklar’da bırakın ayrılın; onları darb / tecrid / terk edin! Size itaat ettilerse, aleyhine yol aramayın! Allah, büyük yüce kadınların güvencesidir. Çünkü Allah, erkekleri daha güçlü yaratmıştır. Ayrıca nafakayı erkek verir. Bu nedenle hanım dediğin, vefalı olmalı, yokluğunda erkeğinin şerefini korumalıdır. Tıpkı Allah'ın, evlilik sayesinde kendisini korumaya aldığı gibi... Aksilik yapmasından korktuğunuz hanımlara önce nasihat edin, olmazsa bir süre yalnız bırakın, o da olmazsa eğitimle tedavi edin. İtaat ederlerse daha üzerlerine varmayın. Çünkü büyük ve yüce olan sadece Allah' kadınların koruyup kollayıcılarıdır. Çünkü Allah insanların kimini kiminden güçlü kılmıştır. Bir de erkekler kendi mallarından kadınları ve çocukları için harcama yapmaktadırlar. Ailenin bakım geçim sorumluluğunu erkekler üstlenmektedir. İyi kadınlar eşlerinin yaptıklarına karşılık itaatkârdırlar. Allah’ın kadınlara belirlediği yasalar çerçevesinde bütün hakları korunur. Kadınlar da ailenin mahremiyetini korusun! Aile sırlarını başkalarına aktarmasın! Ailenin namusunu, şerefini, haysiyetini iki paralık etmesin! Mümin erkekler eşleri kadınlık görevini yapmıyorsa öğüt versin! Verilen öğüdü dikkate almıyorlarsa yataklarında yalnız bırakın! Eğer yataklarında yalnız kaldıkları halde hâlâ evlilikten doğan sorumluluklarını yerine getirmiyorlarsa onları aileden uzaklaştırın! Bir müddet aile dışında yaşamasını, düşünmesini, aklını başına toplamasını sağlayın! Öğütleri dinliyorlarsa, kadınlık görevlerini yerine getiriyorlarsa, aleyhlerine bir yol arayıp eşlerini suçlayacak şekilde tuzaklar kurmayın! Şüphesiz Allah çok yücedir, çok büyüktür. Sizin yaptıklarınızı bilir görür, size gereken cezayı verir. Yaptığınız hiçbir zaman yanınıza kalmaz. Allah’ın onlardan insanlardan bir kısmını diğerlerine farklı oldukları noktalarda üstün kılması ve bir de mallarından harcama yapmaları sebebiyle erkekler, kadınların koruyucusudur. Onun için iyi kadınlar, Allah’a itaatkâr; Allah’ın kendilerini korumasına karşılık gizliyi namuslarını koruyanlardır. Geçimsizliğinden [*] endişe ettiğiniz kadınlara gelince, onlara öğüt verin; onları yataklarda yalnız bırakın ve kendilerini kısa süreli yanınızdan uzaklaştırın! [*] Size gönülden bağlanırlarsa [*] artık onların aleyhine başka bir yol aramayın! Şüphesiz ki Allah yücedir, ifade, [nüşûz]undan yani başkasıyla evlenmek düşüncesiyle hareket ederek hanımların gözlerini, bakışlarını kaldırması, başka birisiyle evlilik aray... Devamı..Allah’ın, insanları birbirinden üstün kılması¹ ve erkeklerin mallarını aile fertleri için harcamaları² sebebiyle erkekler,³ kadınlar üzerine koruyucu ve İyi kadınlar, itaatkâr olup, Allah’ın korunmasını emrettiği gizli şeyleri Çirkeflik⁶ yapmasından korktuğunuz kadınlara, durumlarına göre ya öğüt verin ya yataklarda onlardan uzaklaşın ya da Eğer itaat ederlerse, artık onların aleyhine başka bir yol aramayın. Çünkü Allah çok yücedir, çok بَعْضَهُمْ deki zamirin müzekker olması sebebiyle tercüme bu şekilde yapılmıştır. Bu âyeti “Allah erkekleri, kadınlardan üstün yaratmıştır.” şekl... Devamı..ERKEKLER, kadınları, Allah’ın kendilerine onlardan daha fazla bağışladığı ⁴² nimetler ve sahip oldukları servetten yapabilecekleri harcamalarla koruyup gözetirler. Dürüst ve erdemli kadınlar, gerçekten Allah’ın koru[nmasını buyur]duğu mahremiyeti koruyan ⁴³ sadık ve itaatkar kadınlardır. Kötü niyetlerinden ⁴⁴ korktuğunuz kadınlara gelince, onlara [önce] nasihat edin; sonra yatakta yalnız bırakın; sonra dövün; ⁴⁵ ve bundan sonra itaat ederlerse onları incitmekten kaçının. Allah gerçekten yücedir, Lafzen, “onlardan bazısına diğerlerinden daha fazla ...” -Kavvâm ifadesi, kâim’in “bir şeyden sorumlu kişi” veya bir şeyi veya kişiyi “koruyup göz... Devamı..Allah’ın, kadınlara göre farklı alanlarda hak ve yetki vermesinden ve evinin geçimini sağlamasından dolayı; erkekler, kadınlar üzerinde yönetici ve koruyucudurlar. Namuslu kadınlar, itaatkârdırlar ve kocalarının yokluğunda Allah’ın korunmasını emrettiği iffet ve namuslarını korurlar. Hayâsızlık yapmalarından endişe duyduğunuz hanımlarınıza, önce öğüt verin sonra yataklarını ayırın, sonrada serbest bırakın. İtaat ederlerse, onları cezalandırmak için bahane aramayın. Elbette Allah, pek yücedir ve pek büyüktür. 2/228, 65/1...11ERKEKLER kadınların koruyup gözeticisidirler;[⁷⁶⁸] çünkü Allah erkeklerle kadınları farklı alanlarda üstün yeteneklerle donatmıştır;[⁷⁶⁹] bir de erkekler servetlerinden harcama yapmaktadırlar. Dürüst ve erdemli kadınlar hem Allah’a boyun eğen, hem de Allah’ın koruduğu iffeti, eşlerinin yokluğunda da koruyan kadınlardır.[⁷⁷⁰] Sadâkatsizlik etmelerinden çekindiğiniz[⁷⁷¹] kadınlara gelince onlara önce öğüt verin, sonra yataklarında yalnız bırakın, nihayet darp edin![⁷⁷²] Ardından size itaat ederlerse, aşırı giderek onlar aleyhine bir yol benimsemeyin! Allah, gerçekten yücedir, büyüktür.[⁷⁷³][768] Âyetteki kavvâm sözcüğü, kâimin mübalağa siygasıdır; kâme ale’l-mer’e ifadesi “kadını gözetti”, “kadının geçimini üstlendi” anlamlarına gelir. ... Devamı..Erkekler kadınların üzerinde ziyâde kâimdirler. Çünkü Allah Teâlâ onların bazısını bazısı üzerine tafdil buyurmuştur. Ve mallarından infak etmektedirler. İmdi sâlih kadınlar itaatlidirler. Allah Te-âlâ'nın hıfzı sayesinde gaybı muhafazakardırlar. Serkeşliklerinden korktuğunuz kadınlara gelince onlara nasihat veriniz, ve onları yataklarda yalnız bırakın ve onları dövünüz. Fakat size itaat ederlerse artık onların aleyhlerinde bir yol aramayınız, şüphe yok ki, Allah Teâlâ çok yücedir. Çok eşleri üzerinde yönetici ve koruyucudurlar. Bunun sebebi, Allah'ın bazı insanlara bazılarından daha fazla nimet vermesi ve bir de kocalarının mehir verme, evin masraflarını yüklenmeleri gibi malî yükümlülükleridir. O halde iyi kadınlar itaatli olan ve Allah kendi haklarını nasıl korudu ise, kocalarının yokluğunda, onların hukuklarını koruyan kadınlardır. Dikbaşlılığından yıldığınız kadınlara gelince Onlara evvela öğüt verin, vazgeçmezlerse yatakta yalnız bırakın ve bunlarla da yola gelmezlerse onları hafifçe dövün. Şayet size itaat ederlerse, onlara yüklenmek için bir sebep aramayın. Unutmayın ki üstünüzde çok yüce ve büyük olan Allah vardır. {KM, I Timote. 11, 12; I Korintos. 11, 3; Efes. 5, 22}Kocasına itaatsizlikte direten ve onun haklarını korumayan kadına burada sayılan üç işlem uygulanabilir. Eğer bir uyarma kâfi geliyorsa, gerisini yapm... Devamı..Allah, insanları birbirinden üstün kıldığı ve mallarından harcayıp kadınların geçmini sağladıkları için erkekler, kadınlar üzerinde yöneticidirler. Bundan dolayı iyi kadınlar ita'atkar olup, Allah'ın kendilerini korumasına karşılık Allah'ın verdiği başarı ile gizliyi korurlar kocalarına asla ihanet etmezler. Hırçınlık, etmelerinden korktuğunuz kadınlara öğüt verin, yataklarda onlara sokulmayın, onları dövün. Eğer size ita'at ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın. Çünkü Allah yücedir, Te'âlâ insânlardan ba'zılarına erkeklere ba'zıları kadınlar üzerine artıklık virdiği şeyler kuvvet ve kudretde, zahmet ve meşâkkate tahammülde, tedbîr ve idârede, isâbet ve re'yde, vucûdun teşkîlâtında fazlalık, gazâ ve cihâd ile me'mûriyet ve sâir gibi ve emvâllerinden onları infâkları yiyeceği, giyeceği, meskeni, mihir i'tâsıyla mükellefiyet sebebiyle erkekler kadınlar üzerine kavvâm emir ve nehye, işlerini görmeğe, hıfz ve himâyeye me'mûr nâzır ve müdîrdirler. Kadınların sâlihaları Allâh'a itâ'at ve kocalarının hukûkuna ri'âyet idiciler, Cenâbı Hakk'ın hıfz ve himâyesi ve tevfîki sâyesinde zevclerinin gıyâbında mal ve nâmuslarını esirgeyicilerdir. Böyle olan kadınlar sâlihalardır. 'İsyân itmelerinden ve itâ'atden çıkmalarından korkdığınız kadınlara onlarda böyle bir hal his itdiğinizde va'az ve nasîhat idin. Bunlar te'sîr itmediği takdîrde onların yataklarını ayırın yatağı ayırmak, yatar iken arka dönmek, konuşmamak, mukârenet itmemek gibi, bu da te'sîr itmediği halde onları yüzlerine urmamak ve bir taraflarını incitmemek sûretiyle el ile urınız, eğer itâ'at ider ve 'isyânlarından vaz geçerler ise onlara zulüm yolunı aramayın cezâda devâmı ve bilâ-lüzûm tecâvüzi terk idin Allâh Te'âlâ yüksek ve büyükdür. Cenâb-ı Hakk'ın kudreti sizin kadınlara karşı kudretinizden yüksek ve büyükdür. Böyle iken seyyiâtınızı 'afv ve tevbenizi kabûl ider. Siz de kadınların seyyiâtını 'afv idinErkekler, kadınların koruyucusudurlar. Bu, Allah'ın her birine diğerinden üstün özellikler vermesi ve erkeklerin mallarından eşleri için harcamaları[1] sebebiyledir. İyi kadınlar, Allah’a itaat edenler ve Allah'ın korumasına karşılık[2] yalnızken[3] kendilerini gitmesinden korktuğunuz kadınlarınıza[*4] öğüt verin, yataklarından ayrılın[*5] ve kendilerini rahat bırakın[*6]. Sizi gönülden kabul ederlerse[*7] onlara karşı başka bir yol aramayın boşanmaya kalkmayın. Allah yücedir, büyüktür.[*] Mehir sorumluluğu ve aieyi geçindirme sorumluluğu [*] Allah'ın kadını koruması,zina suçlamasına karşılık,iddia sahibi ve onun ayrıca 4 şahit getir... Devamı..Allah'ın bir kısmını bir kısmına üstün kılması ve erkeklerin mallarından geçimi sağlamaları dolayısıyla, erkekler kadınlar üzerine yöneticidirler. İyi kadınlar, gönülden Allah'a boyun eğen, Allah'ın koruduğu gizlilikleri koruyanlardır. Kötü davranışlarından korktuğunuz kadınlara öğüt verin. Daha sonra yataklarında yalnız bırakın ve sonunda onları dövün. Eğer size itaat ederlerse onların aleyhine yol aramayın. Elbette Allah yücedir, onlara fazladan vermiş olduğu nimetler ve mallarından yaptıkları harcamalar sebebiyle, erkekler kadınlar üzerinde yönetici ve koruyup gözeticidirler. Saliha kadınlar ise itaatkârdırlar;17 Allah kendilerini nasıl korudu ise, onlar da kocalarının yokluğunda onların hukukunu korurlar. Geçimsizliğinden18 korktuğunuz kadınlara öğüt verin; sonra onları yataklarında yalnız bırakın; sonra da hafifçe dövebilirsiniz.19 Eğer size itaat ederlerse, artık onlara karşı bahane aramayın. Çünkü Allah herşeyden yüce, herşeyden büyüktür.17 Allah’a itaat eder, kocalarının haklarını gözetirler.18 Nüşuz. Bu kelime 128’inci âyette de kocalar hakkında kullanılmıştır. Bir sonraki dipnot... Devamı..Erkekler; kadınları gözetip kollayıcıdırlar. Şundan ki, Allah, insanların bazılarını bazılarından üstün kılmıştır ve erkekler mallarından bol bol harcamışlardır. İyi ve temiz kadınlar saygılıdırlar; Allah'ın kendilerini koruduğu gibi, gizliliği gereken şeyi korurlar. Sadakatsizlik ve iffetsizliklerinden korktuğunuz kadınlara önce öğüt verin, sonra onları yataklarında yalnız bırakın ve nihayet onları evden çıkarın/bulundukları yerden başka yere gönderin! Bunun üzerine size saygılı davranırlarsa artık onlar aleyhine başka bir yol aramayın. Allah çok yücedir, sınırsızca gey durıcılardur 'avratlar üzere andan ötürü kim artuķ eyledi Tañrı bir nicesini anlaruñ bir nice üzere daħı andan ötürü kim nafaķa eylediler māllarından. pes eyü işlü 'avratlar muŧį'lardur ya'nį erenlerine śaķlayıcılardur gizlüyi andan ötürü kim śaķladı Tañrı daħı anlar kim ķorķarsız boyun virmegini anlaruñ, pes ögütleñ anları daħı ayrıluñ anlardan yatacaķ yirlerde daħı urun anları. pes eger boyun vireler size istemen anlaruñ üzere yol ya'nį dögmek. bayıķ Tañrı, oldı yüce, kişiler ḥākimlerdür avratlar üstine efḍal ḳılduġından ötürü Tañrı Taālā niçesi niçesi üstine. Daḫı nafaḳa eyledüklerinden ötürü māllarından. Pes ṣāliḥavratlar Tañrıdan ḳorḳarlar, ṣaḳlarlar ġaybı, yamanlıḳ eylemezler ki TañrıTaālā buyurmışdur ṣaḳlamaġa. Daḫı ol avratlar ki ḳorḳarsız ḳaçmaḳlarından naṣīḥat eyleñüz anlara, terk eyleñüz yatmaġı anlar‐ıla, daḫı vuruñuz anları,pes eger uysalar size ẓulm eylemeñüz, anlar üstine yol yoḳdur. taḥḳīḳ TañrıTaālā yücedür, qadınlar üzərində ixtiyar sahibidirlər onların hamisidirlər. Bu, Allahın onlardan birini digərinə üstün etməsi və kişilərin öz mallarından qadınlar üçün sərf etməsinə görədir. Əməlisaleh qadınlar ərlərinə itaət edib Allahın himayəsi sayəsində gizli şeyləri ərlərinin sirlərini, mal-dövlətini, namus və şərəfini qoruyub saxlayırlar. Ey kişilər! Özbaşınalıq etmələrindən qorxduğunuz qadınlara nəsihət edin, yola gəlməzsə onlardan yatağınızı ayırın və döyün! Sizə itaət etdikdə isə daha onlara əziyyət vermək üçün başqa yol axtarmayın. Əlbəttə, Allah ucadır, böyükdür!Men are in charge of women, because Allah hath men the one of them to excel the other, and because they spend of their property for the support of women. So good women are the obedient, guarding in secret that which Allah hath guarded. As for those from whom ye fear rebellion, admonish them and banish them to beds apart, and scourge them. Then if they obey you, seek not a way against them. Lo! Allah is ever High Exalted, are the protectors545 and maintainers of women, because Allah has given the one more strength than the other, and because they support them from their means. Therefore the righteous women are devoutly obedient, and guard in the husband´s absence what Allah would have them guard.546 As to those women on whose part ye fear disloyalty and ill-conduct, admonish them first,547 Next, refuse to share their beds, And last beat them lightly;547-A but if they return to obedience, seek not against them548 Means of annoyance For Allah is Most High, great above you all.545 Qawwam one who stands firm in another's business, protects his interests, and looks after his affairs; or it may be, standing firm in his own bus... Devamı..
Yaşar Nuri Öztürk kansere yenik düşüp öldü. Peki kimdir Yaşar Nuri Öztürk, kaç evlilik yaptı eşleri kimlerdi, son karısından nasıl boşandı. Nişanlısı Nazlı Kanaat ve kızı hakkında bilgiler. Abone ol Mide kanseri olan Yaşar Nuri Öztürk son nefesini verdi. Peki kimdir Yaşar Nuri Öztürk'ün uzatmalı nişanlısı Nazlı Kanaat niye ortalarda yok? Ünlü ilahiyatçı kaç kere evlenip boşandı ilk eşi ve kızı Saniye Öztürk kimdir? Yaşar Nuri Öztürk iki evlilik yaptı. İlk evliliğinden hiç söz etmezken kızı Saniye Öztürk bu evlilikten. Ünlü ilahiyatçı ikinci evliliğini de Canan Öztürk ile yaptı. Karısı Canan Öztürk'ten 2009 yılında boşandı. Bu boşanma o dönem hayli kirli olmuştu. Canan Öztürk 18 yıllık evliliği bitirirken Yaşar Nuri Öztürk hakkında deprem etkisi yaratan bir aldatma iddiasında bulunmuştu. CANAN ÖZTÜRK EVDE BASTIM Canan Öztürk Yaşar Nuri Öztürk'ü danışmanı danışmanı Şahane Sultan Müftüoğlu ile uygunsuz halde bastığını öne sürüp şunları söylemişti; -24 Kasım'da oğlum ABD'ye dönüyordu, onu havaalanında uğurladık. Ben de Ankara'ya gittim. Eşim aradı "Hakan'ı uğurladın mı?" dedi. "Evet, ben eve gidiyorum," dedim. O benim İstanbul'daki eve gittiğimi sandı. Halbuki ben Ankara'ya gittim. Oğlum ve Nusret Sevenoğlu bana, "Lütfen anahtarınızı kullanmayın, çok farklı bir şeyle karşılaşabilirsiniz. Siz zili çalın, girin," dedi. Ben de dediklerini tuttum. Eşime telefon edip, "Ben geldim, kapıyı aç lütfen," dedim. Kapı maalesef 10 dakika sonra açıldı. Eşimin kıyafeti düzgün değildi. O sırada banyodan kilit sesi geldi. Banyoya gidip, "Çıkın dışarıya," dedim. Bu hanım, saçı başı ıslak, üstünde göğüs dekoltesi açık çıktı. İçinde hiçbir çamaşır olmadığını gördüm. Altında bir tayt ve ayakları çıplaktı. İtiştik, kendisini evden dışarıya çıkardım. Yatak odasına koştum, ortalık karışmış. Eşimin başucunda Carmen pozu dediği, sırtı açık, daha küçük yaşlarına ait bir resim duruyordu. YAŞAR NURİ ÖZTÜRK İLK EŞİ VE ÇOCUKLARI Yaşar Nuri Öztürk iki kez evlenip boşandı. İlk evliliğinde Saniye Öztürk isminde bir kızı var. Olaylı bitin ikinci evliliğinden de bir oğlu bulunuyor. Trabzon doğumlu olan Yaşar Nuri Öztürk, Bayburtlu bir anne ile Sürmeneli bir babanın çocuğu olarak Küçükdere köyünde doğmuştur. İlk eğitimini babasından Kur'an okuyarak aldı ve dokuz yaşında hâfız oldu. On yıllık klâsik medrese eğitiminden sonra hukuk ve ilahiyat tahsilini tamamladı. Türkçe, Arapça, Farsça, İngilizce ve Fransızca dillerinde çeşitli çalışmaları bulunan Yaşar Nuri Öztürk, 1978 ve 1982'de "Türkiye Millî Kültür Vakfı" ödülünü kazandı. YAŞAR NURİ ÖZTÜRK'ÜN NİŞANLISI NAZLI KANAAT KİMDİR? Yaşar Nuri Öztürk ile ikinci eşi Canan Öztürk'ün boşanma davaları 2 yıl sürdü. 2013 yılında ise Yaşar Nuri Öztürk'ten aşık oldum nişanlandım duyurusu ile yeniden gündeme geldi. Nişanlısının ismi Nazlı Kanaat'tı. Ankara radyosunda Türk Sanat müziği sanatçısıydı. NASIL TANIŞTILAR Yaşar Nuri Öztürk büyük aşkını o dönem verdiği bir röportajda şöyle anlatmıştı; -Saba’nın Tümer programı buna aracı oldu tabiri caizse. Biz “Türk sanat müziğini bugün kim defosuz okuyor?” diye konuşurken ben de Nazlı Hanım’ın önemli bir yeri olduğunu söyledim. Yoksa Nazlı Hanım’ı tanımam; evli midir, bekâr mıdır, kaç çocuğu var, bilmem. O da zarif bir insan, teşekkür etmek için beni aradı. Zaten halası “Koca adam seni övdü, aç teşekkür et” deyince aramış. Oradan başladı iş. Bekâr olduğu ortaya çıkınca tabii kancayı taktım açıkçası. Sonuç böyle oldu. ONUN İÇİN ANKARA’YA GİTTİM -Sonra ikinci, üçüncü, dördüncü telefon… Bir konuşmamızda “İstanbul’a geliyor musunuz? Müzikle ilgili sohbet edelim” dedim. “Arada geliyorum, gelirseniz konuşuruz” dedi. Ben de “Ankara’ya özel olarak bunun için gelsem ne olur?” diye sordum. “Zahmet olur ama siz bilirsiniz” deyince gittim Ankara’ya. Hayatımda ilk defa bir hanımefendiyle görüşmek üzere şehirlerarası yolculuk yaptım. -Elim ayağım dolaşmadı, lise talebesi değilim ama biraz heyecan oluyor tabii. Daha sonra o İstanbul’a geldi, bir iki kere daha görüştük. Ondan sonra aldı başını gitti... KIZI YAŞINDA MI? -Nazlı Hanım da 44 yaşında. Gazeteler “Kendinden 20 yaş küçük kadınla nişanlandı” diye yazıyor ama Nazlı 69 doğumlu. Ben 62 yaşındayım, 61 yaşında bir hanım mı bulacaktım? Bunu söyleyen aşağılık, soytarı biri. Nazlı Hanım’ın 30 ya da 25 yaşındaki bir hanımla farkı yok. Ben onda da aynı hayat coşkusunu ve aynı değerleri buluyorum. Anlaşmaya bağlı. 47 yaş âşık olmayı unutacak bir yaş değil. BİR KERE AŞIK OLDUM AMA EVLENEMEDİM -Hayatımda bir kere âşık oldum. Âşık olduğum kadınla da evlenemedim. Aşk sıkıntı getirir, bana da getirdi. Mevlana “Aşk hiçbir afetten ders almıyor” der. Siz mutlulukla aşkı yan yana koymayın. Aşk afettir. Hayatımda da hep acı ve ıstırap olmuştur. Ama yaratıcıdır da. Mutlu olmak için sevgi ve saygı aşktan önceliklidir. Bir daha aşkın afetine maruz kalmak istemem. Bir defa başıma geldi ve gitti. Kavuştunuz mu aşk bitiyor. Ben aşkın kahrını ve ıstırabını çektim ama şikâyetçi değilim. NAZLI HANIMADA AŞIK OLARAK NİŞANLANDIM -Bizim yüreğimiz büyük. O manada alıyorsanız âşığım tabii. Felsefe adamı olarak aşk denen cevher üzerinde bir felsefi değerlendirme yaptım. Bunu vatandaş Yaşar Nuri olarak alırsanız tamam, Nazlı Hanım’a da âşık olarak nişanlandım. Aşkım da devam edecek. Herkes haftada bir âşık oluyor, biz de ömrümüzde iki defa âşık olalım. BENİ KISKANIYOR -Onun beni kıskandığını biliyorum da… Benim onu kıskanacağım bir davranış içine girmez Nazlı Hanım. Çok akıllı, çok derinliği olan biri. İkimizin arasında sıkıntı olmaz. Çevrem konumum itibariyle çok hareketlidir, bu yüzden kıskanıyor olabilir. Şimdi ben evlendim diye bütün insanlar çevremden çekilecek değil ki. Gazetecisi var, seveni, takip edeni var. Beni manevi kurtarıcıları, manevi babaları olarak gördükleri için bazıları sarılır, öper... Tabii Nazlı da “Ne oluyoruz!” diyebilir. Ama Nazlı bunların üstesinden gelecek ruhta, kültürde bir insan. DÜŞÜN NASIL OLACAK? - Düğün için ne yapacağımızı henüz tespit etmedik belki teknede yapabiliriz. Nikâh şahidimiz Saba olacak. ALAMET-İ FARİKAM -O benim alamet-i farikamdır. Korkunç sürprizler yaparım. Şaşırtırım. Latifeyi çok seven biriyim. Benimle sohbet ettikten sonra insanlar tadına doymuyor. Buradan Ankara’ya gidişim bile bir sürprizdir. O buraya ekibiyle kayıt için geliyor. Buluşacağımızı konuşmamış mesela, çıkıyor kayıttan, bir bakıyor ki ben oradayım. Çıkar çıkmaz şoför açıyor kapıyı “Buyurun efendim” diyor, o da haliyle şaşırıyor. NASIL EVLENME TEKLİF ETTİ? -Ankara’dan gelmişti. Yemeğe gidecektik. Ben de bir mücevherciyle daha önceden konuştum. Bir tek yüzük ölçüsü kalmıştı. Buluştuk. Bir anda kuyumcuya soktum onu. Hemen tak tak yüzükleri yığdılar oraya, “Ne oluyoruz” deyince “Ne oluyoruz yok, birini seç” dedim. Benim yüzüğümü de getirdiler. Böyle şeyler yapmayı severim. BEN KONUŞTUM MU HİÇBİR KADIN KAYITSIZ KALAMAZ - Gençliğimizde Kız tavlama’ kitapları vardı ama bunlar hikâyedir. Böyle olmaz... Mesela öyle boylu, poslu yakışıklı bir adam değilim. Ama bu ayrı bir iştir. Bu ruhtur, konuştuğum hiçbir kadının bana kayıtsız kaldığını görmedim. İstersem sonucunu kesin alırım. Ben çok nal toplattım. Hiç şansları olmaz. YAŞAR NURİ ÖZTÜRK'ÜN BOŞANDIĞI EŞİ KİMDİ ALDATMA İDDİASI Yaşar Nuri Öztürk ise mevzunun 400 bin dolar gibi bir para olduğunu söylemiş ve eşini aldatmadığını söylemişti. İddiasına göre eşi Canan Öztürk'ün ilk evliliğinden olan oğluna verdiği borcu 3 yıl sonra geri isteyince böyle bir iftiraya maruz kaldı.
nisa 34 yaşar nuri öztürk